| Türkçe | İngilizce | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | bakım (veren) | caring s. | ||
|
Working for caring facilities is not an easy job. Bakım tesislerinde çalışmak kolay iş değil. More Sentences |
||||
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | asıl bakım veren/bakıcı | prime caretaker i. |
| Genel | grup evi (bakıma ihtiyaç duyan kişilere hizmet veren bakım evi) | group home i. |
| Genel | bakım veren kimse | nourice [scottish] i. |
| Genel | bakım veren | alimental s. |
| Genel | evde bakım veren | home-care s. |
| Insurance | ||
| Sigortacılık | tazminat veren bakım senedi | maintenance bond i. |
| Medical | ||
| Medikal | primer bakım veren sağlık personeli | primary care providers i. |
| Medikal | yoğun bakım ünitesi ile servis yatakları arasındaki seviyede sağlık hizmeti veren bir hastane bölümü | step-down unit i. |
| Psychology | ||
| Psikoloji | bakım veren yükü | caregiver burden i. |
| Zoology | ||
| Zooloji | uygun bakım ve beslenmeye karşılık veren evcil hayvan | doer i. |
